(ANKARA)- DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, TBMM'de haftalık değerlendirme toplantısında; hükümetin “Kamuda Tasarruf Paketi”ni eleştirdi. Babacan, "Bu tasarrufu en tepeden başlatın. İsraf da tasarruf da yukarıdan aşağı akar. Et kuyruklarındaki emekliler için, yurt çıkmadığı için okuyamayan öğrenciler için, asgari ücretle geçinemeyen milyonlar için elinizi taşın altına koyun. Sayın Erdoğan, samimi biçimde tasarruf istiyorsanız bütün kamu yönetimine şahsen örnek olun" dedi. Babacan, bir ülkede ne kadar hukuk varsa o kadar ekonominin gelişeceğini belirterek, yargı ve kolluktaki klikleşmenin önüne geçilmesi gerektiğini söyledi.

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, bugün TBMM'de haftalık değerlendirme toplantısı düzenledi. Yerel seçimlerin ardından ilk kez Meclis'te basın toplantısı yapan Babacan, partiyi kurduktan hemen sonra yeni anayasa için çalışmalara başladıklarını belirtti. Babacan, şunları söyledi:

"YENİ ANAYASA KONUSUNDA SÖYLENEN HER ŞEY SAMİMİYET TESTİNDEN GEÇMEK ZORUNDA"

"Partimizi kurduktan sonra biz bu çalışmalara derhal başladık. Yeni anayasa mı istiyorsunuz, işte yazılmışı var. Yeni anayasanın neye göre yapılması gerektiği açık açık yazılmış tam bundan 2,5 sene önce. Şu andaki iktidar yıllardır yeni anayasadan bahsediyor, ortada tek bir madde çalışma gördünüz mü? Toplumun önüne bir tek maddeyi yazıp koyamadılar. Yeni anayasa konusunda söylenen her şey samimiyet testinden geçmek zorunda. Madem yeni anayasa konusunda hem fikiriz işte çoğulcu bir anayasa çalışması hazır. İnsan onurunu merkeze alan bir anayasaya itirazınız varsa söyleyin. İktidara sesleniyorum, anayasa tartışmalarını kendi şahsi gündemini dayatma ortamı olarak görmeyin. Yüzünüzü demokrasiye, millete dönmeye hazır mısınız?"

Sinan Ateş cinayeti iddianamesine de değinen Babacan, soruşturmanın karartılmak istendiğini ileri sürdü. Babacan, şöyle devam etti:

"YARGI KARAR VERİRKEN SİYASİ PARTİLERİN GENEL MERKEZLERİNE, BEŞTEPE'YE BAKMAZ"

"Karanlık aynı, değişen tek şey arabalar ve plaka numaraları. Gene siyah, çakarlı arabalar... O gitti iddianamelerden bilhassa uzak tutulmayan çalışılan başka arabalar geldi. Erdoğan'ın dünkü konuşmalarına bakıyoruz bu konuları teğet geçiyor. Görüyorlar, görmezden geliyorlar, susuyorlar. Güçleri evinde şüphelilerin yakalandığı vekillere, iktidarın tepesinde kayyum gibi duranlara yetmiyor. İktidara sesleniyorum, yanlış ortaklarla berabersiniz. Bu kir üzerinize çoktan sıçradı çıkın ve temizlenin artık. Kimlerle ortaksınız ben size söyleyeyim, siz sizden aldığı cüretle seçimlerin ertesi günü ‘Türkiye Cumhuriyeti sandıkta kurulmamıştır’ diyerek gözünü demokrasiye dikenlerle, buldukları ilk fırsatta milli iradeye parmak sallayanlarla ortaksınız. Sokak ortasında öldürülen, evlatları yetim bırakılan bir babanın katillerini koruyanlarla ortaksınız. Siz Türkiye'yi karanlık günlere geri götürmek isteyenlerle ortaksınız. Yargıdaki, kolluktaki klikleşmenin ülkeyi getirdiği yeri görmüyor musunuz? Yargı karar verirken siyasi partilerin genel merkezlerine, Beştepe'ye bakmaz. Siyasileşmiş yargı adalet dağıtamaz. Hep beraber milletin yargısını, kolluğunu oluşturmayla ilgili bir çaba göstermedikçe bu ülkede hukuk da adalet de gelmez."

Kamuda tasarruf tedbirlerini de gündemine alan Babacan, bunun olumlu bir adım ancak ülkenin ekonomisindeki açıklarla karşılaştırıldığında tedbirlerin son derecede yetersiz olduğu değerlendirmesini yaparak şunları ifade etti:

"ERDOĞAN SAMİMİ BİÇİMDE TASARRUF İSTİYORSANIZ BÜTÜN KAMU YÖNETİMİNE ŞAHSEN ÖRNEK OLUN"

"Kamu özel işbirliği projelerine el atılmalı, Varlık Fonu gibi paralel hazine uygulamalarına son verilmeli. Kamu İhale Yasası baştan aşağı yenilenmeli. Atılan adımlar değerli ama rakamların büyüğü başka yerde. Hiçbir kamu kuruluşu Sayıştay denetiminden muaf tutulmamalı. Varlık Fonu'nu şu anda borca batırmış durumdalar. Sayıştay girip bakamıyor oraya. Tasarrufta samimiyseniz gelin hesaplarınızı Sayıştay'ın denetimine açın. Bu tasarrufu en tepeden başlatın. İsraf da tasarruf da yukarıdan aşağı akar. Et kuyruklarındaki emekliler için, yurt çıkmadığı için okuyamayan öğrenciler için, asgari ücretle geçinemeyen milyonlar için elinizi taşın altına koyun. Sayın Erdoğan, gerçekten samimi biçimde tasarruf istiyorsanız bütün kamu yönetimine şahsen örnek olun.

"1 TEMMUZ'DA HEM ASGARİ ÜCRETTE HEM DE ASGARİ EMEKLİ MAAŞINDA GERÇEK ENFLASYONU DİKKATE ALAN BİR ARTIŞ YAPIN"

CHP Genel Başkanı Özel:  "Başkanlar halka sahip çıkarsa ülkeyi yeniden CHP yönetecek” CHP Genel Başkanı Özel: "Başkanlar halka sahip çıkarsa ülkeyi yeniden CHP yönetecek”

1 Temmuz yaklaşıyor, enflasyon oranları, açlık-yoksulluk sınırı ortada. Sayın Erdoğan'a seslenmek istiyorum; 1 Temmuz'da asgari ücreti artırmamak asgari ücretle çalışan herkese zulümdür. Asgari emekli maaşını artırmamak asgari emekli maaşı alan herkese zulümdür. 1 Temmuz'da hem asgari ücrette hem de asgari emekli maaşında gerçek enflasyonu dikkate alan bir artış yapın. Kurban bayramı geliyor, Kurban Bayramı'nda hiç olmazsa emeklilerimizin mutfağına et girsin. Emeklilerimiz sabaha kadar ucuz et kuyruklarında bekliyor.

"NE KADAR HUKUK O KADAR EKONOMİ"

Sadece vergi artırarak, faizleri yükselterek ülkenin ekonomisini düzeltemezsiniz. Şeffaflık olmadan, TÜİK verilerini doğru açıklamadan bir ekonomik program yürümez. Merkez Bankası'nın arka kapısı yol geçen hanına döndü. Türkiye'de serbest kur rejimi varsa bunların açıklanması lazım. Ne kadar hukuk o kadar ekonomi. Her gün kollukla, yargıyla ilgili bu kadar skandalların ortaya döküldüğü ülkede ciddi yatırımcı olur mu? Döviz geliyor, Merkez Bankası'nın rezervleri iyi ama bu ağırlıklı kısa vadeli para. Ne zaman ki döviz kalıcı olur o zaman ekonomi iyileşti dersiniz. Daha da gecikmeden toplumun geniş kesimlerine nefes aldıracak somut adımlar atın.

"EĞER SAMİMİYSENİZ ÖNCE ŞU MEVCUT ANAYASAYA UYUN"

Erdoğan'ın yetkiyi tek elde toplama hevesinin sonucudur bu, devlet kurumları ile güçlüdür. Şu anda güçlü bir yargıdan, ekonomik kurumlardan bahsetmek mümkün mü? Eğer samimiyseniz önce şu mevcut anayasaya uyun. Mevcut anayasaya uymayıp, AYM'nin kararlarına saygı duymayıp yeni anayasa peşinde olmanızın inandırıcılığı olmuyor."

Konuşmasında İsrail'in Filistin'e yönelik devam eden saldırıları ve Birleşmiş Milletler'in tavrını eleştiren Babacan, bir gazetecinin emniyetteki son gelişmeler ile Muhsin Şentürk'ün Yargıtay Başsavcılığı’na atanmasına ilişkin sorusuna şu yanıtı verdi:

"KLİKLEŞME YAŞANMASAYDI TÜRKİYE 15 TEMMUZ'U YAŞAMAZDI"

"Erdoğan'ın ki zor bir ortaklık. Bu ortaklık devam ettiği sürece bu ortaklar Erdoğan’la beraber Türkiye'yi başka bir karanlığa götürecek. Bazıları iktidar ortağı olmayı, iktidarın nimetlerini ve etkisini paylaşmak olarak anlıyor. Senin savcın benim savcım olmaz. Yargı içindeki her klikleşmeye karşıyız. Bu klikleşme yaşanmasaydı Türkiye 15 Temmuz'u yaşamazdı. Mülakatı kaldırdığınızda klikleşmenin önünü kapatmış oluyorsunuz. Eğer bu ülkeye biz ekonomide altın yılları yaşattıysak altın yılların arkasında güçlü kurumlar vardır."

 

Kaynak: anka