Sevda Sayan-Özel Haber
Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) elde açıkladığı verilere göre Çaldıran’da 2013 yılında 66 bin 624 olan nüfus 2022 yılında 58 bin 635’e kadar düştü. Konuyla ilgili konuşan Çaldıran Ziraat Odası Başkanı Nesim Ertopçu, kentte göç edenlerin büyük çoğunluğunun 20 ile 29 yaş arasında olduğunu belirterek, göçün durdurulması için işsizlik sorunun çözülmesi gerektiğine işaret etti. Çaldıran’ın soğuk bir memleket olduğunu belirten Ertopçu, 2023 yılında göçlerin daha fazla olduğunu söyleyerek, “ Herhangi bir iş yapmayan ve kış aylarını işsiz geçiren vatandaşlar, yaz aylarının gelmesiyle şehir dışına çalışmaya gidiyor. Her geçen gün oduna, kömüre zam geliyor.. Vatandaş kömüre, oduna mı para yetiştirsin yoksa ekmeğine mi? Vatandaş mecbur kaldığı için göç ediyor” dedi.
Özellikle kadınlara iş imkanı yaratılabilir
Çaldıran’da geçmişte yün ipliklerden yapılan farklı motiflerdeki çorapların, halıların gelecek kuşaklara aktarılması için kadınlara yün dokumacılığı alanında desteklenebiliceğini sözlerine ekleyen Ertopçu, “Bölgede küçükbaş hayvancılığın yoğun olması nedeniyle yün oldukça bol bulunmakta. Yünün kullanım alanını genişletmek zor bir iş değil. Geçmişte annelerimiz yün çoraplar giyerler, halı dokurlar o şekilde eve destek olurlardı. Çaldıran’da ki kadınlarımıza bu konuda destek verilebilir. Yün dokuma ürünlerinin eski dönemlerdeki kullanılırlığını tekrar gündeme getirmek bir yerde geçmişe sahip çıkmaktır” diye konuştu.
“Böyle giderse Çaldıran hayalet kente dönecek”
Göçü bitirmenin tek yolunun iş alanı oluşturmak olduğunu söyleyen Ertopçu, Çaldıran için
Çaldıran halkı için iş alanları açılmasını önemine vurgu yapan Ertopçu, neler yapılabileceğini sıraladı:
“Çaldıranda iklim koşullarına göre bir istihdam yapılabilir. Kış turizmi için kayak merkezlerinin yapılması, tarım alanları incelenerek buraya özgü tarım ürünleri belirlenebilir, turizmin canlanabilmesi için buradaki tarihi alanlar restore edilebilir, seracılık yaygınlaştırabilir, köylülerin ürünlerini satabilmesi için bir pazar alanı kurulabilir.
Gençleri tarım, hayvancılık v.b alanlarda yetiştirmek için kurslar açılabilir. Arpa, buğday için her yönden destek verilebilir, volkanik arazilerde patates üretimi yapılabilir” diyerek konuşmasını sonlandırdı.
Çaldıran’dan farklı şehirlere giden işçiler
Ahmet Çelik:
“5 yıl önce İstanbul’a geldim.Çaldıran’da geçinemiyorduk. Mecburen doğduğum yeri, geçmişimi, kültürümü geride bırakıp gelmek zorunda kaldım. İş imkanı yoktu bir çok genç iş için batıya çalışmaya gitmek zorunda kalıyordu. Bende yllarca inşaat işçisi olarak batıya gidip geldim. Çocuğumla doya doya vakit geçiremedim, ilk doğduu aylarda yanımda olamadım hatta evlendikten 3 ay sonra çalışmaya gittim. Bu şekilde olmuyordu ailemide aldırdım yanıma.İş sıkıntısı yok burada ama insan memleketini özlüyor”
Vedat Taş:
“2 yıl önce istanbul’a taşındık. Önceden hep tek gelip gidiyordum.Mevsimlik işçi olarak inşatta çalışıyordum. Ailemide yanıma aldım.İş sıkıtısı yok ama geride kalan insanlara üzülüyorum. Bir fabrika yok, kış şartları zor. Oduna kömüre para yetiştirilmiyor. Gençler hep dışarda, ailelerinden uzakta. Bir sürü iş kazaları oluyor. Her yıl Çaldıran’a cenaze gidiyor. Burada yatılı kaldığımızda yemek sorunu oluyor, barınma sorunu oluyor.Tarım yapmak istesen su yok, mazot pahalı, ürünümüzü satamıyoruz. Umarım bir an önce Çaldıran’a el uzatırlar”
Abdullah Dağcı:
“İzmir’in Menemen ilçesine geçen yıl taşındık.Ben hep geliyordum ama ailemden uzak kalıyordum. Çaldıran’da iş imkanı da yoktu. Ailemide bu yıl yanıma aldım. Çaldıran’da hiçbir şekilde iş imkanı yok. Ne yapalım? Bizde istemedik memleketimizi terk etmeyi. Tarım yapamıyoruz, hayvan bakamıyoruz. Su yok, kış uzun geçiyor, kışın yapabileceğimiz bir alternatif yok”
Abdllah Dağcı’nın eşi Emine Dağcı:
“Memleketi terk ettik geldik ama komşularımı çok özlüyorum. Buraya gelmeye hiç gönlüm yoktu. Komşuluk yok, misafirliğe gidip gelemiyoruz, tanıdık kimse yok. Burada kolay koay kisye güvenemiyoruz.Ama çoçuklarımın geleceğini düşünmek zorundayım. Onlar okuluna gitsin, okusun bir meslek sahibi olsunlar istiyorum. Köyde ulaşım sıkıntısı vardı çocuklar ilkokuldan sonra okulu bırakmak zorunda kalıyordu. Yaın inşşata çalışmaya gidiyordu. Burada bütün şartlar var ama insan memleketini özlüyor. Ülkenin her yerinde ekonomik sıkıntı var ama en azından çoçuklarımı iyi şartlarda okuyacak”