Orhan Sümer: "Ekonomiyi batırıp seçimleri kaybedince belediyelere çökmeye başladılar" Orhan Sümer: "Ekonomiyi batırıp seçimleri kaybedince belediyelere çökmeye başladılar"

(ANKARA) - DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Çin'de düzenlenen toplantıda, "G20’den daha fazla yararlanmak zorundayız. Bir başka önemli husus da, bu konuları çalışırken finansal istikrarla, sosyal koruma ağlarının bir arada ele alınması. Bazen istikrar için alınan tedbirler geniş kesimlerin büyük sıkıntılar çekmesine sebep oluyor. Makro finansal istikrar uğruna milyonların yoksullaşmasına izin verilmemeli" dedi.

DEVA Partisi lideri Babacan, farklı ülkelerden maliye ve hazine bakanları, merkez bankası başkanları ve üst düzey finans kuruluşu yöneticileri ile akademisyenlerin katılacağı konferansta konuşma yapmak için Çin’e gitti. Babacan, katıldığı toplantıda ekonominin geleceğiyle ilgili 10 maddelik çözüm önerisini sundu.

Babacan, Türkiye’nin IMF ile olan ilişkilerini ve yaşananları da anlatırken G-20'den daha çok yararlanılması gerektiğini söyledi. Babacan, ABD-Çin arasındaki gerilime dikkati çekerek, şunları kaydetti:

"Bu durum pek çok ülkenin ve geniş bir coğrafyanın da olumsuz etkileneceği sonuçlar meydana getirecek. Unutmayalım, toplamı sıfır eden, birinin kaybettiğini öbürünü kazandığı bir oyunun sonu çatışmadır. İlişkileri kazan-kazan odaklı yürütmek gerekir. Bunun içinde diyalog ve işbirliği mekanizmalarına ihtiyaç vardır. Çin’le ABD arasında öncelikle 3 konuda diyalog mekanizması oluşturulmalı: Ekonomi, teknoloji ve jeopolitik konular. Bu mekanizmalarının kalıcı ve süreklilik arzeden mekanizmalar olması gerekir. Hükümetlerin farklı seviyelerde temsil edildiği, iş dünyasının, sivil toplum kuruluşlarının ve üniversitelerin de içinde olduğu yapıların kurulması gerekir."

Babacan 10 maddeye dikkati çekti

Babacan, uluslararası finansal mimarinin geleceği açısından dikkati çektiği 10 maddeyi şöyle sıraladı:

"Ticaret, yatırım ve finansal akımlarda küresel dengesizliklerin azaltılması. Para politikalarında ve parasal konularda uluslararası eşgüdüm ve işbirliği. Gittikçe yaygınlaşan ve güçlenen bölgesel platformlardan daha fazla istifade edilmesi. İstikrar ve esneklik arasındaki hassas dengenin korunması. Geniş kesimlerin finans imkanlarından yararlanması ve kalkınma konularının önceliklendirilmesi. Finansal inovasyon ve buna bağlı risklerin dikkate alınması. İklim değişikliğine karşı çalışmaların yoğunlaştırılması ve sürdürülebilirliğe önem verilmesi. İnsan kaynağına yatırım. İyi yönetim ve hesap verebilirlik konularında ilerleme sağlanması. Çok taraflılığın desteklenmesi."

"Makro finansal istikrar uğruna milyonların yoksullaşmasına izin verilmemeli"

Ali Babacan, sözlerini şöyle tamamladı:

"G20’den daha fazla yararlanmak zorundayız. Bir başka önemli husus da, bu konuları çalışırken finansal istikrarla, sosyal koruma ağlarının bir arada ele alınması. Bazen istikrar için alınan tedbirler geniş kesimlerin büyük sıkıntılar çekmesine sebep oluyor. Makro finansal istikrar uğruna milyonların yoksullaşmasına izin verilmemeli.

Uluslararası finansal mimarinin değişimi üzerinde çalışırken, bütüncül bir bakışla hareket etmek gerekir. Ülkelerdeki sosyal, teknolojik ve demokratik trendlere dikkat etmek gerekiyor. Jeopolitik gelişmeleri yakından takip etmek gerekiyor. Şunu unutmayalım: Hiçbir ülkenin sorunları tek başına çözebilecek gücü ve imkânı olmayacak. Sorunların çözümü ve değişikliklerin gerçekleştirilmesi için olmazsa olmaz üç yöntem var: Diyalog, eşgüdüm ve iş birliği.''

 

Kaynak: anka