(ANKARA) - CHP Bursa Milletvekili Kayıhan Pala, 2 hastanın hayatını kaybettiği Burdur Devlet Hastanesi'ndeki diyaliz skandalına ilişkin "Hastanenin klima sisteminde kullanılan bir kimyasalın önce hastanenin arıtma sistemine oradan da maalesef diyaliz için kullanılan saf su tankına karıştığı biçimindedir. Dolayısıyla saf suyla diyalize girmek zorunda olan hastalara bir kimyasal karıştığı, kirlendiği için hastalar maalesef diyaliz sonrası fenalaşmış durumdadır... Sağlık Bakanı'na sormak isterim; özellikle bu tip olaylarda toplumu doğru bilgilendirmeyerek şeffaflıktan uzak bir tutum sergileyerek ne yapılmak amaçlanmaktadır" dedi.

CHP Bursa Milletvekili Kayıhan Pala ve CHP Samsun Milletvekili Murat Çan, Burdur Devlet Hastanesi'nde 2 hastanın hayatını kaybetmesine neden olan diyaliz skandalıyla ilgili yaptıkları incelemenin ardından TBMM’de basın toplantısı düzenledi. Pala, şöyle konuştu:

"Biliyorsunuz 25 Mayıs Cumartesi günü Burdur Devlet Hastanesi'nde hem sabah hem öğleden sonra diyaliz seansına giren hastalar bu seanslardan sonra fenalaştılar. Tekrar Burdur Devlet Hastanesi'ne getirildiler. Ve sonrasında da 33 toplam hasta Afyonkarahisar'a, Antalya'ya, Isparta'ya çeşitli hastaneler gönderildiler. Neden böyle bir durum olduğuna ilişkin bugün beşinci gündeyiz hala ne Burdur Valiliği'nden ne Sağlık Bakanlığı'ndan herhangi bir açıklama yapılabilmiş değil. CHP Genel Merkezi, pazar günü bir görevlendirme yaptı. Sağlıktan Sorumlu Genel Başkan Yardımcımız Zeliha Aksaz Şahbaz, Samsun Milletvekilimiz Murat Çan ve ben birlikte önce Afyonkarahisar'a oradan Burdur'a sonra Antalya'da dönerken tekrar Burdur'a uğrayarak iki gün içerisinde hasta ve hasta yakınlarını ziyaret etmek istedik, konu hakkında bilgi almak istedik. Ancak üzülerek şunu söylememiz gerekir ki özellikle Afyon'da Afyon Devlet Hastanesi'nden bilgi almakla ilgili çok ciddi bir sorun yaşadık. Bırakın bilgi almayı hasta yakınlarıyla bir araya gelmemiz bile engellendi. Açıkçası buradan Sağlık Bakanı'na sormak isterim; özellikle bu tip olaylarda toplumu doğru bilgilendirmeyerek şeffaflıktan uzak bir tutum sergileyerek ne yapılmak amaçlanmaktadır? Eğer çekinecek bir şey yoksa kısa sürede hastaların, hasta yakınlarının ve bütün toplumun bilgilendirilmesi, aydınlatılması gerekir.

"Adalet ve Kalkınma Partisi'nin 2003 yılından bu yana uyguladığı sağlıkta dönüşüm programının çöktüğünün bir yeni örneği"

Burdur'da hem pazartesi günü giderken ve salı günü dönerken daha önceden Sayın Vali’den randevu almış olmamıza rağmen her iki günde de Sayın Vali’nin bizimle görüşmekten kaçınması kamu yönetimi adına kesinlikle kabul edilebilecek bir durum değil. Hastane yöneticileri bilgi vermekten korkuyor. Valiler, il sağlık müdürleri milletvekilleriyle ve genel başkan yardımcılarıyla bir arada olmaktan çekiniyor. Açık söylemek gerekirse böyle bir kamu yönetimi olmaz. Bu kamu yönetiminin yaşadığı çöküntünün ve sağlık sistemi açısından da Adalet ve Kalkınma Partisi'nin 2003 yılından bu yana uyguladığı sağlıkta dönüşüm programının çöktüğünün bir yeni örneği olarak karşımızda duruyor maalesef. Antalya'da hasta yanlarıyla bir araya gelme şansımız oldu. Hasta yakınlarının ortak yakınmasını söyleyeyim size; Burdur'dan hiçbir yetkili üstünden üç dört gün geçmiş olmasına rağmen kendilerini arayıp ne durumda olduklarını sormak ihtiyacı bile duymamışlar. Bunlar kabul edilemez. 

"Klima sisteminde kullanılan kimyasal önce hastanenin arıtma sistemine oradan da maalesef diyaliz için kullanılan saf su tankına karışmış"

Bizim edindiğimiz izlenim, resmi açıklama olmadığı için bunları iddia düzeyinde sizinle paylaşıyoruz; hastanenin klima sisteminde kullanılan bir kimyasalın önce hastanenin arıtma sistemine oradan da maalesef diyaliz için kullanılan saf su tankına karıştığı biçimindedir. Dolayısıyla saf suyla diyalize girmek zorunda olan hastalara bir kimyasal karıştığı, kirlendiği için hastalar maalesef diyaliz sonrası fenalaşmış durumdadır."

"Tek adam rejiminin bir il yönetiminde nasıl daha büyük bir kaosa daha büyük bir infiale sebep olacağının net bir şekilde görüntüsüdür"

CHP Samsun Milletvekili Murat Çan da şunları söyledi:

Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği'nden Korkut: "Cezaevlerinde mahpus yoksullaşması var" Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği'nden Korkut: "Cezaevlerinde mahpus yoksullaşması var"

"Hastayı müşteri, kurumu işletme olarak gören yapıyla 21 yılda kurdukları sistemde özellikle niteliği değil niceliği ön planda tutan hastayı değil dosyayı tedavi eden bir sistem kurulmasının sonucu bu skandalı büyütmüştür. Daha sonra skandalın büyüklüğünü 30 küsur vakayı kendileri gördüklerinde bunun üzerini nasıl kapatırız dediler, milletin vekillerine daha doğru ifadeyle millete devletin kapısını kapatırsak belki bu olayı biraz soğuturuz şekline evrilmiştir. Bu merkezde ucube sistemin tek adam rejiminin bir il yönetiminde nasıl daha büyük bir kaosa daha büyük bir infiale sebep olacağının net bir şekilde görüntüsüdür.

Sağlık Bakanı’na gelince Cumhuriyet tarihinin hakikaten pandomimlerle anılacak bir bakanımız var. Hekimlere ve sağlık emekçilerine para sayma hareketleriyle dalga geçerek hakaret etmeyi tercih etmiş Sayın Sağlık Bakanı hala bir açıklamada bulunmamakta, görüntü vermemektedir."

 

Kaynak: anka